Sinirleri Yatıştıran, Şifalı Bitkiler

Sinirlere, depresyona, asabiyete, strese, yorgunluğa, uykusuzluğa, heyecana, iyi gelen şifalı bitkileri sizler için derledik. Bu ayrıntıl makale size yukarda saydığımız konularda yardımcı olacaktır.

 

• Anason

Kullanım alanları ve biçimleri: Anason öncelikle gaz söktürücü, mideyi güçlendirici ve öksürüğü yatıştırıcı olarak kullanılmalıdır. Sürekli hıçkırıklarda bir bardak anason çayı denenebilir. İştah açıcı, mideyi rahatlatıcı, yatıştırıcı ve sindirimi kolaylaştırıcı olarak kullanılabilir. Uykusuzluğa karşı da denenebilir. Bebeklere ve küçük çocuklara gaz sıkıntılarında ve öksürüklerde anason çayı içirilmelidir. Tadı ve kokusu hoş olmayan bitki çaylarına veya bitkisel kaynaklı ilaçlara aroma katkısı olarak da kullanılabilir. Anason çayı, yeterli olmayan anne sütünü arttırır.Başlangıçta, mide şişkinliğine ve gazına karşı anasonun yararlarından söz edilmişti. Evet, anason bu alanda oldukça rahatlatıcıdır, ama frenk kimyonu ondan da etkilidir. Öksürük tedavisinde de, anasondan önce rezene gelir. Belki anason etkinlik açısından bu iki bitkinin gerisinde kalabilir, ama onun öne çıkan özelliği de, tadının çok iyi olmasıdır. Bu nedenle, yetişkinler ve çocuklar için mide şişkinliği ve gazına karşı hazırlanacak çaylarda, bu üç bitkinin eşit oranda karıştırılarak kullanılması çok daha yararlı olacaktır.
Anason hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir. Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı artırır. Kusmaları ve ishali keser. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Ancak, aybaşı kanamaları ve hamilelik döneminde kullanılmaz. Anne sütünü artırır. Sinirleri yatıştırır. Migren ağrılarını keser. Beyin yorgunluğunu giderir. Uyku verir. Kalbi kuvvetlendirir. Kan dolaşımının düzenli olmasını sağlar. Cinsel arzuları kamçılar. Astım, nefes darlığı ve bronşitte görülen şikayetleri giderir. Öksürüğü keser. Yaşlılarda meme sarkmasını önler. Fazla miktarda kullanıldığı zaman uyuşukluk verir.

Anason çayı süt veren hanımlarda sütü arttırır, öksürüklerde göğsü yumuşatır. Süt arttırıcı etki için 30 gr. anason yaprağı 1 litre suda kaynatılır ve yemeklerden önce 3'er çorba kaşığı içilir. Anason yağı vazelin ile karıştırılarak vücut bitlerine karşı kullanılabilir.
Müsilaj sebebiyle hafif müshil etkilidir. Ayrıca idrar söktürür


Yan etkiler: Çok ender olmakla birlikte, solunum yolları veya sindirim organları alerjisi görülebilir. Bu durumda çay kullanımını kesmek gerekir.  Anason yüksek dozda alındığında bas ağrısı, uyuşukluk, görme zorluğu yapar. Daimi kullananlarda anisizm hastalığına sebep olur. Yetişkinlerde ve çocuklarda uzun süre kullanmamalı,
bütün vücuda uyuşukluk verir. Hamile iken ana­son almamalı, çocuğa etkisi zararlı olur, çocuk düşebilir. Ay haline yakın yine kadınlar ana­son içmemeli, fazla kan kaybettirir, halsiz düşürür.



• Armut

Gülgillerden; çiçekleri beyaz bir ağacın meyvesidir.
Armut; suluca yumuşak tatlı ve küçük çekirdeklidir.
Rengi sarı ile yeşil arasında değişir.
Ankara , Mustabey, Çengel, Kumla, Bey olmak üzere birçok çeşidi vardır.

Faydaları :

Böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar.
İdrarı bollaştırır.
Böbrek kum ve taşlarının dökülmesine yardım eder.
Yüksek tansiyonu düşürür.
Kanı temizler bütün salgı bezlerinin normal çalışmasını sağlar.
Kansızlığı giderir, kabızlığı önler.
Sinirleri yatıştırır.
Zihni yorgunluğu giderir.
Susuzluğu keser.
Tükürük ifrazatını artırır.
Hamilelerin kusmalarını azaltır.
Hazımsızlığı giderir.
Mafsal kireçlenmesi, nikris ve romatizmada faydalıdır.
Şeker hastaları da yiyebilir.
Midesi zayıf olanların kompostosunu içmeleri tavsiye edilir.
Yemeklerden önce yenecek olursa daha faydalı olur.



• Binbirdelikotu

 

Diğer isimleri,Sarıkantaron otu, Kılıçotu Johanniskraut Hypericum perforatum L.Şiş otu, Binbirdelilikotu, Kanotu, Koyunkıran, Kuzukıran, Mayasılotu, Sarıkantaron, Sinirotu, Korkuotu, Stersotu, Bunalımotu, Yaraotu, Yanıkotu, Tıbbi Kılıçotu

Familyası; Kılıçotugillerden, Johanniskrautgewaechse, Hypericaeae
Drugları;Kılıçotu:Hyperici herba
Kılıç yağı:Hyperici oleum
Kılıç çiçeği:Hyperici flosrecens
Kılıçotu(yaprağı,çiçeği,goncası ve sürgünü) Çay,Tentür ve Natürel ilaç yapımında, taze çiçeği Kılıç yağı yapımında kullanılır.

Kılıçotunun bilinen 400 çeşit türü olup bunlar birbirlerine çok benzerler. Bu nedenle aralarındaki farkı çok iyi bilmemiz gerekir. Kılıçotugillerden sadece bu Tıbbi Kılıçotu tıbben kullanılır. Diğerleri aynı maksat için kullanılamaz, kullanılsa bile birleşiminedeki tanenden dolayı bu amaca ulaşılamaz;çünkü sadece Tıbbi Kılıçotu Hyperforin içerir.Anadolu Kılıçotu;Hypericum barbatum;bu tür,tüylü olduğunda Sakallı Kılıçotu diyede anılır. Sapı yuvarlak ve kupa yaprakları iri tüylüdür.

Binbirdelikotu çayı ; sinir yaralanmalarında ve her türlü sinirsel şikayetlerde, çarpma sonucu yaralanmalarda ve ağır kaldırma sonucu ortaya çıkan rahatsızlıklarda kullanılabilir. Ayrıca o, ishale karşı da etkili bir bitkidir. Sinirsel yüz ağrıları , günde 2-3 bardak binbirdelikotu çayı içip, dıştan da (haricen) ağrılı bölgeler uzunca bir süre binbirdelikotu yağı ile ovalanarak iyileştirilebilir. Bitkinin ayrıca, sinir iyileştirici olarak adlandırılan ve sinirsel rahatsızlıklarda, nevrozlarda, uykusuzlukta ve sinir yorgunluklarında başarıyla kullanılan bir de tentürü (Binbirdelikotu Tentürü) hazırlanabilir. Bu tentür dıstan (haricen) friksiyon (ovarak sürme) biçiminde, içten (dahilen) ise, günde 10-15 damla, 1 yemek kaşığı suya karıştırılarak kullanılır. Konuşma bozukluklarında, rahatsız uykularda, histeri krizlerinde, uyurgezerlikte olduğu kadar, yatağa işeme ve depresyonlarda da başarıyla kullanılabilir. Tüm bu hastalıklarda içten binbirdelikotu çayını kullanırken, bir yandan da oturma çok olumlu sonuçlar verdiği söylenebilir. Haftanın 6 günü, arka arkaya ayak banyoları alınması da tavsiye edilmektedir. Sinir sistemi ile ilgili tüm rahatsızlıklarda bu kür önemlidir.


Gelişme çağındaki genç kızların, bir süre (Birkaç ay) günde 2 bardak binbirdelikotu çayı içmeleri tavsiye edilir. Bu çay, cinsel organların gelişmesine yardımcı olacak ve adet görme düzensizliklerine son verecektir. Çok ünlü olan Binbirdelikotu (Kantaron) Yağı’da hiç bir evde eksik olmamalıdır. Gerçekten de binbirdelikotu yağı ; ağrı kesici, iltihap önleyici ve iyileştirici özellikleriyle, en iyi yara yağıdır. Bu yağı herkes kolayca hazırlayabilir. İyılestirme gücünü en az 2 yıl korur ve yalnızca açık yaralarda, yeni yaralanmalarda, hematomlarda (Deride mavi-mor lekeler), beze şişkinliklerinde, güneş yanıklarında ve pürüzlü yüz ciltlerinde bakım toniği olarak kullanılmakla kalmayıp, uçuklar (herpes), varisli damarlar, basurlar (hemorrhoids), sırt ağrıları, lumbago, siyatik, mafsal (eklem) iltihabı, romatizma ve felçli-inmeli (paralysis) bölgelerde de etkili bir friksiyon (Ovarak sürme) yağı olarak kullanılabilir. Yanıklarda ve haşlanmalarda etkili bir yağa sahip olabilmek için bitkinin çiçekleri keten tohumu yağına yatırılır. Bu yağ, güneş yanıklarında da kullanılabilir. Karınlarına zeytinyağı ile hazırlanmış binbirdelikotu (Kantaron) yağı sürüldüğünde karın ağrısı çeken bebeklerin ağlamaları sona erebilir.



• Misk çiçeği

Misk çiçeği, ikiçenekliler sınıfından, güzel kokulu bir bitkidir.

Misk Çiçeği Faydaları

- Sinirleri yatıştırır
- Vücuda rahatlık verir

Misk Çiçeği Nasıl Kullanılır?

Çiçekler kurutulup toz haline getirilerek günde iki bardak içilir.

Diğer adı: Eşekkulağı



• Nilüfer

Nilüfer, nilüfergilles ailesine bağlı bir bitki türüdür. Halk arasında su zambağı olarak da bilinmektedir.

Nilüfer ‘in Latince İsmi: Weisse Teichrose

Nilüfer ‘in İçerdiği Maddeler:

A Vitamini, C Vitamini, Bitkisel yağlar ve karbonhidratlar içermektedir.

Nilüfer ‘in Özellikleri

Nilüfer bitkisi genel olarak Kuzey Amerikaya özgü bir bitki türüdür. Yetişme koşulları olarak genelde sulak yerleri tercih etmektedir. Özellikle bataklık ortamlarında ve durgun suyun bulunduğu yerlerde kendiliğinden yetişmektedir. Çiçeklerinin sapları 2-3 m yi bulabilmektedir. Uygun miktarlarda tüketilmezse zehirlenmeye neden olabilmektedir.

Nilüfer ‘in Faydaları:

- Sinirleri kuvvetlendirir.

- Huzur verir.

- Uykusuzluk sorununu giderir.

- Antiseptik özelliğe sahiptir.

- Hemoroidde kullanılabilir.

Çok Dikkatli Şekilde Kullanılmalıdır Zehirlenmelere Neden Olabilir.


 

• Mandalina

Sonbahar ve kış aylarının sevilen meyvelerindendir.

Zengin bir B ve C vitamini kaynağıdır.

Aynı zamanda yüksek miktarda şeker içerir, serbest asit oranı oldukça düşüktür.

Bir ufak mandalinada bazı büyük portakallardan daha fazla C vitamini vardır.


Mandalinanın ince kabuklarının altında serinletici iştah açıcı ve susamayı gidermek için bol miktarda vitamin ve mineral bulunmakta.

Özellikle kayda değer olan içerdiği yüksek miktarda Puro vitamin A, yüz ve cilt için gerekli.

Kabuğundan esans yapılır.

Kanı temizler.

Sinirleri yatıştırır.

Gribe karşı etkili bir ilaçtır.


• Turunç

Sedefotugiller familyasından; 1-6 m boyunda, kış aylarında yaprak dökmeyen bir ağaçtır. Yaprakları parlak ve almaşık dizilişlidir. Çiçekleri beyaz renkli ve güzel kokuludur. Meyvesi küre şeklinde olup, sarı-turuncu renktedir. 8-12 tane dilimi vardır. Meyvesinin usaresi ekşimsi-acı lezzettedir. Olgunlaşmamış meyvelerin kabuklarında uçucu yağ, C vitamini, pektin ve hesperidin vardır. Çiçeklerinden turunç çiçeği esansı çıkarılır.

Turunun Faydaları

Sinirleri yatıştırır.
Spazmları giderir.
Hazmı kolaylaştırır.
Şehveti kuvvetlendirir.
Parfümericilikte kullanılır.
Kalbi kuvvetlendirir, serinletir.
Kabuğun iç kısmından reçel yapılır.
Suyu temizlik maddesi olarak kullanılır.
Çarpıntıyı önler, üzüntü ve sıkıntıyı giderir.
Safradan mutevellit kalp çarpıntısını telkin eder.
Safra, ishal ve kusmayı keser.
Şerbeti (suyu) içilirse mideyi temizler ve iştah açar.
Fazla alınmamak kaydı ile şeker hastalığına faydalıdır.
Turunçtan yapılan şurup, mide yanmalarına karşı faydalıdır.
İştahı açma özelliğine sahip, aynı zamanda susuzluğu giderir.
Turuncun çekirdeği, kabuğu, yaprağı ve çiçeği insana hararet verir.
Turuncun kokusu veba sağlığını önler ve havanın temizlenmesini sağlar.
Sarı kabuğun turunç macunu yapılır. Macun kulunç ağrısına karşı iyi gelir.
Turunçtan eğer iki miskal şurup yapılıp içilirse bütün zehirlenmelere karşı yararlı olur.
Çekirdeğin Panzehir özelliği vardır. İki miskal (yaklaşık) 10 gram turunç çekirdeği dövülüp akrebin iğnelediği yere konulursa ağrının kesilmesine yardımcı olur ve rahatlatır


Uyarı: Turunç suyu sinirlere ve nefes darlığına iyi sayılmaz. Fazlası böbrekleri rahatsız edebilir.

Turunç Nasıl Toplanır ve Saklanır? Turunç kabukları soyulduktan sonra kurutulur. İşleneceği zaman soğuk suyun içine konur ve birgün üzeri kapatılarak bekletilir. Altın sarısı renkli dış kabuk (Latince Fluvedo) işe yaramayan beyaz süngerimsi iç kabuktan (Albedo) ayrılarak kurutulur veya hemen işlenir. Çiçekleri Mart’tan Ekim’e kadar toplanarak kurutulur ve özel kaplarda muhafaza edilir.



• Şakayık

Düğünçiçeğigiller familyasındandır. Otsu ya da gövdesi odunlaşmış, çok yıllık bir bitkidir. Bir çok türü vardır. Tıbbi şakayık; Mayıs-Haziran aylarında pembe ya da kırmızı renkli çiçekler açan, 70 cm kadar boyunda olabilen bir bitkidir

Yaprakları derin parçalıdır. Kökünde; uçucu yağ, nişasta, şekerler, peanol ve peregrinin adlı bir alkoloid bulunur. Ev yapımı ilaçlarda kökleri kullanılmaktadır.

Faydaları: Boğmaca ve öksürükte oluşan şikayetleri gidermekte kullanılır. Sara hastalığında yararlıdır. Sinirleri yatıştırıcıdır. Nikris ve kramplar için de yararlıdır.


• Çuha çiçeği

Çuha Çiçeği genel olarak ülkemizde Doğu Anadolunun dağlık kesimlerinde nemli orman ve çayırlarda yetişmektedir. Çuha Çiçeğinin bir çok türü vardır tıbbi açıdan değere sahip Türkiye’ de yetişen Primula veris ve Primula vulgaris türleridir. 15-25 cm. kadar boylanabilen, dayanıklı çokyıllık otsu bitkidir.  Türüne göre farklı çiçek tipleri ve renkleri vardır. Çuhaçiçeği % 10a kadar varan oranda saponin ile ayrıca glikozitler, uçucu yağ ve flavonitleri içerir. Çobançiçeği, Ayıkulağı, Tutya çiçeği, Suçiçeği, Evvel baharotu, Felçotu
 

Çuha Çiçeği Etkileri
Çuha çiçeği, stres, gerginlik gibi durumlarda rahatlatıcı etkiye sahiptir.
Çuha çiçeği, Migren ağrılarında ve baş ağrılarında hafifletici etkisi vardır.
Çuha çiçeği, menopoz dönemi sıkıntılarını giderir.
Çuha çiçeği, uykusuzluğa karşı kullanılır.
Çuha çiçeği kökü, gögüs yumuşatıcı ve balgam söktürücü etkisi vardır.
Çuha çiçeği kökü, idrar söktürücü ve gaz söktürücü özelliği vardır.
Çuha çiçeği kökü, spazm söktürücü etkisi vardır.
Çuha çiçeği yaprakları taze olarak çıban üzerine konulursa çıbanı iyileştirir.
Çuha çiçeği yağı yapılan bilimsel araştırmalarda MS hastalığında çok etkili olduğu ortaya konulmuştur.
Çuha çiçeği jeli, sedef ve egzamada tedavi edici etkisi vardır.
 


• Taflan

Karadeniz'de 'taflan' veya 'Laz kirazı' olarak adlandırılan karayemiş adeta ilaç gibi. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde bol miktarda yetişen karayemişin özellikle şeker hastaları açısından şifa kaynadığı. Karayemişin, antioksidan özelliğiyle yaşlanmayı geciktirdiğini, bazı ilaçların yapımında katkı maddesi olarak da kullanıldığını belirten uzmanlar, faydalarını şöyle sıraladı:

 

• Suteresi

Suteresi: Turpgiller familyasından; akarsu kenarlarında yetişen çok yıllık otsu bir bitkidir. Gövdesi yeşil renkli, köşeli, parlak ve yatıktır. Boyu 30-40 cm kadardır. Kökü çoktur. Çiçekleri beyazdır. İçeriğinde; kükürtlü bir glikozit, sabit yağ, A, C, D vitaminleri ve mirozin vardır. Ev ilaçlarında usaresi kullanılır. Salata olarak da yenir.sifalibitkileriniz.com

Su Teresinin Faydaları

Ter­letir.
İştah açar.
İdrar söktürür.
Balgam söktürür.
Sinirleri yatıştırır.
Cinsel gücü artırır.
Nokotinin panzehiridir.
Vücudu kuvvetlendirir.
Kandaki şekeri düşürür.
Skorbüt tedavisinde faydalıdır.
Su Teresi Nasıl Kullanılır? İdrar söktürmek için yarım bardak usaresinden alınır, yarım bardak tatlı badem yağı veya zeytinyağı ile karıştırılır içilir. Apse ve yaralara taze yaprakları ezilerek konursa kurutucu özelliği vardır. Bitkinin usaresi ile saçlara firiksiyon yapılırsa saç dökülmesi önlenir.


• Yonca

Baklagiller familyasından, bir bitki cinsidir. Bir çok türü vardır. Kokulu yonca yurdumuzda yetişen 30 ile 100 cm arasında boyları olan iki yıllık otsu bir bitkidir.Yoncanın faydaları : Romatizma ağrılarını giderir. Sinirleri yatıştırır. Baş ağrılarını giderir. İshali keser. Midenin düzenli çalışmasını sağlar.

1- İshali giderir. 2- Mide ve bağırsakların muntazam çalışmasını sağlar. 3- Kalp krizi ge­çirenlerde faydalıdır. 4- Sinirleri teskin eder ve baş ağrısını yatıştırır. 5- Romatizma ağrılarında faydalıdır.


• Pancar

 

Kırmızı pancarın yaprakları etli ve koyu yeşil renklidir. Çiçekleri erselik olup kendi kendini döller. Ama, dışarıdan döllenen çiçekli çeşitleri de vardır. Bitkinin meyvesi leblebi büyüklüğündedir ve içinde tohumu yer alır. Kırmızı pancarın bizim için önemli olan ve yenilen kökü yuvarlak, yuvarlağa yakın hafif basık ya da uzunca biçimlidir. Kabuk ve eti koyu siklamen (ya da vişneçürüğü) rengindedir. Islah edilmiş çeşitlerde beyaz damarların bulunmaması ve pancar etinin düzgün, koyu siklamen renginde olması yeğlenir. Kırmızı pancar; salatası, turşusu, mayonezle karıştırılarak mezesi ve konservesi yapılıp sevilerek tüketilir. Memleketimizde kültürü yapılarak, şeker eldesinde kullanılır. Pancar  ılıman serin ve yağışlı iklimden hoşlanır. Yurdumuzun her bölgesinde ve 10 ila 1900 metre arasındaki yüksekliklerde üretilmektedir. Aslında şekerpancarı yüksek rakım isteyen bir bitkidir. Yağışın az olduğu ve sulama imkânı bulunmayan yerlerde yetiştirilmesi ekonomik değildir.
Faydaları ve  kullanımı

100 gr. pişirilmiş ve suyu süzülmüş kırmızı pancarın içerdiği besin değerleri şunlardır: 32 kalori; 1,1 gr. protein; 7,2 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 0,1 gr. yağ; 0,8 gr. lif; 23 mgr. fosfor; 14 mgr. kalsiyum; 0,5 mgr. demir; 43 mgr. sodyum; 208 mgr. potasyum; 23 mgr. magnezyum; 20 IU A vitamini; 0,03 mgr. B1 vitamini; 0,04 mgr. B2 vitamini; OJ5 mgr. B3 vitamini ve 6 mcgr. folik asit.içerir Şeker pancarı şeker üretiminde ve şeker pancarı pekmezi yapımında, İlaç tabletleri ve şurupları, reçeller, jöleler, marmelatlar, meyve preparatları, aromalı sütler, meyveli yoğurtlar, sosisler, salamlar, pateler, içecekler, süsleme ve kaplama malzemeleri, unlu mamuller, dondurmalar, yenilebilir buzlar, soslar, çeşni maddeleri, çerezler, distile alkollü içecekler, aromalandırılmış şaraplar, kokteyller, meyve şaraplar halinde piyasya  sunulur.
• Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. Sinirleri yatıştırır

• Pancar yüksek oranda potasyum içerdiği için yüksek tansiyonu düşürücü etki yapar.

• İdrar söktürür.

• Vücudu kuvvetlendirir.

• İçerdiği yüksek oranlı lifiyle pekliğe (kabızlığa) iyi gelir.

• Kırmızı pancar, Karaciğer'in muntazam çalışmasını sağlar.

• Cildi güzelleştirir.

• İştah açıcıdır.

Pancar suyu sarılık tedavisinde kullanılır.


• Kansızlığı giderir.

• Vereme karşı korur.

• Saç dökülmeleri, sedef hastalığı, egzama hastalığı, ürtiker, kurdeşen, vücut kaşıntılarına faydalıdır.

Dikkat: Oksalat içerdiği için böbrek taşı rahatsızlığı çekenler kırmızı pancarı yememeli ayrıca şeker hastalığı olanlar şeker pancarını kullanmamalıdır.

Kırmızı Pancar Suyunun Hazırlanışı ve Faydaları

Kırmızı pancarı, 1 gece önceden, sirkeli suya koyup, bekletin. Sabah, pancarı kaynar suya koyarak, 3 dak kaynatın. Bir süre demlendirdikten sonra, suyunu süzün ve cam bir kavanoza koyun. Bu suyu 3 hafta boyunca, günde 3 kez aç karnına içmeniz  tavsiye edilir.
Saç dökülmeleri, sedef hastalığı, egzama hastalığı, ürtiker, kurdeşen, vücut kaşıntıları ve karaciğer hastalıklarına faydalıdır. Cildi güzelleştirir.

Yapılan bir araştırmada günde bir bardak kırmızı pancar suyunun 24 saat boyunca tansiyonu düzenlediği belirlendi."Araştırmada bir bardak kırmızı pancar suyunu içen gönüllülerin yüksek olan tansiyonunun bir saat sonra düştüğü tespit edilmiştir. Kırmızı pancar suyunun kan basıncını düşürücü etkisinin 3-4 saat içinde zirveye çıktığı ve 24 saat boyunca devam ettiği gözlenmiştir".Hipertansiyon hastaları mutlaka günde 1 bardak içmelidir   Araştırmalar, 1 bardak kırmızı pancar suyunun yüksek tansiyonu önemli oranda dengelediğini ortaya çıkardı.

Nefroloji ve Hipertansiyon Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Türk, günlük bir bardak kırmızı pancar suyu içenlerde yüksek olan tansiyonun bir saat sonra düştüğünün belirlendiğini ifade etti.

Yapılan bir araştırmada, günde bir bardak kırmızı pancar suyunun 24 saat boyunca tansiyonu düzenlediğinin belirlendiğini aktaran Türk, "Araştırmada bir bardak kırmızı pancar suyunu içen gönüllülerin yüksek olan tansiyonunun bir saat sonra düştüğü tespit edilmiştir.
Kırmızı pancar suyunun kan basıncını düşürücü etkisinin 3-4 saat içinde zirveye çıktığı ve 24 saat boyunca devam ettiği gözlenmiştir.
Hipertansiyon yaşam kalitesini olumsuz etkileyen felç, kalp krizi ve böbrek yetmezliğine yol açan ana nedenlerden biri olarak yaşamımızı tehdit etmektedir" dedi.

Nefroloji ve Hipertansiyon Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Türk, günlük bir bardak kırmızı pancar suyu içenlerde yüksek olan tansiyonunun bir saat sonra düştüğünün belirlendiğini ifade etti.

Türk, kırmızı pancar suyunun kan basıncını düşürücü etkisinin 24 saat boyunca devam ettiğinin gözlendiğini belirtti.

Türk, hipertansiyonun çok önemli bir sağlık problemi olduğunu söyledi. Türkiye'de her üç kişiden birinin yüksek tansiyon hastası olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Süleyman Türk, hipertansiyonlu hastaların tedavisi için harcanan paraların ülke sağlık bütçesi için büyük bir yük teşkil ettiğini anlattı.

Hipertansiyonun kalp, böbrek ve beyinde hasara yol açan bir hastalık olduğunu kaydeden Prof. Dr. Türk, tedaviden önce korunmanın esas olması ve insanların yüksek tansiyondan korunmayı öğrenmesi gerektiğini vurguladı.

Hipertansiyonun önlenmesi adına pancar suyunun faydalı etkisinin tespit edildiğini vurgulayan Türk, kırmızı pancarın Türkiye'de çok üretilen bir bitki olmasına rağmen tüketiminin pek yaygın olmadığını dile getirdi. Prof. Dr. Türk, hipertansiyon hastalarına günde bir bardak pancar suyu içmelerini önerdi.
Yapılan bir araştırmada günde bir bardak kırmızı pancar suyunun 24 saat boyunca tansiyonu düzenlediğinin belirlendiğini aktaran Türk, "Araştırmada bir bardak kırmızı pancar suyunu içen gönüllülerin yüksek olan tansiyonunun bir saat sonra düştüğü tespit edilmiştir. Kırmızı pancar suyunun kan basıncını düşürücü etkisinin 3-4 saat içinde zirveye çıktığı ve 24 saat boyunca devam ettiği gözlenmiştir" diye konuştu.

Prof. Dr. Süleyman Türk, dünyada her dört kişiden birinde yüksek tansiyon problemi olduğu bilgisini vererek, "Hipertansiyon yaşam kalitesini olumsuz etkileyen felç, kalp krizi ve böbrek yetmezliğine yol açan ana nedenlerden biri olarak yaşamımızı tehdit etmektedir" dedi.

Kalp krizlerinin yüzde 50'sinde, beyin kanamaları ve damar tıkanıklığına bağlı felçlerin ise çoğundan hipertansiyonun etkili olduğunu kaydeden Prof. Dr. Türk, kırmızı pancar suyunun hipertansiyon tedavisindeki maliyeti ciddi miktarda azaltacak bir koruyucu hekimlik uygulaması olduğuna dikkati çekti.

Kola ve benzeri gazlı meşrubatın sağlık açısından faydalı olmadığı gibi içerdiği sodyum sebebi ile hipertansiyon hastaları için riskli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Türk, yeni neslin sağlıklı yetişmesi için çocukluk çağından itibaren meyve ve sebze suyu içme alışkanlığı edinmesi gerektiğini bildirdi. Türk, anne ve babaları bu konuda duyarlı olmaya davet etti.

 

• Mineçiçeği

Diğer İsimleri : Kanotu, Güvercinotu, Verbena, Vervain, Verveine

Mineçiçeği (kanotu) : Mineçiçeğigiller familyasından; gövdesi dört köşeli, sapsız yaprakları tüylerle örtülü, otsu bitki veya ağaçcıktır. Çiçekleri başak durumundadır. Renkleri eflatun veya bazen de alacalıdır. Yurdumuzda yetişen verbana officinalis denilen türü 30-80 cm boyunda, bir veya birçok yıllık otsu bir bitkidir. Otsu kısmı ve kökü glikozit, tanen ve acı bir madde ihtiva eder. 60-100 cm. kadar boylanabilen, çokyıllık dayanıklı otsu bitkidir. Dört köşe kesitli, koyu yeşil renkli ve tüylü gövdesi, bitkinin tepesine doğru dallara ayrılır. Tüylü ve parlak koyu renkli, kenarları derin dişli ve sapsız yaprakları, uzamış meşe yaprağına benzer. Yaz ortasında başak ya da şemsiye biçimi oluşturarak açmaya başlayan, küçük çiçekleri eflatun, mavi ve kimi zaman da alacalı renklerde olur. Çiçeğin ortası, beyaz ve siyah görünüşüyle küçük gözlere benzer. Olgunlaşan çiçekleri tek tohumlu sert meyveler verir. Döktüğü tohumlarıyla çoğalır.

Yetiştirildiği Yerler : Marmara, Karadeniz, Ege, İç Anadolu bölgelerinde yetişir.

Toplanması-Saklanması : Mine çiçeğinin tüm topraküstü kesimleri bitki çiçek açmadan önce yaz ortasında toplanır. Gölge, kuru ve havadar yerde olabildiğince çabuk kurutulur.

Faydası :

Sinirleri yatıştırıcı bir bitki olan mine çiçeği uykusuzluk şikayetlerine ve gerginliğe karşı faydalıdır.
Yorgunluğu ve uykusuzluğu giderir.
İştah açar.
Mide ve bağırsaklara iyi gelir.
Göğüs ve kulak ağrılarını keser.
Romatizma, lumbago, siyatik ve nikriste faydalıdır.
Adet düzenleyici ve adet sancılarını azaltıcı etkilere sahiptir.
Uyarıcı etkileri ile yorgunluğu gidermeye yardımcı olur.
Baş, bel, mafsal, göğüs ve kulak ağrılarını dindirir.
Depresyon ve migren şikayetlerini azaltır.
İdrar söktürür ve terletir.turkeyarena.com
Romatizma, siyatik ve nikriste faydalıdır.
Safra kesesi ve sarılık hastalığında yangıları azaltır.
Diş çürümesi ve dişeti hastalıklarında gargara olarak kullanılır.
Bademcik iltihabı, soğuk algınlığı, öksürük, sinüzit, astım ve bronşite karşı faydalıdır.

Mine Çiçeği Nasıl Kullanılır? Çiçeği, kurutulmuş yaprakları ve kökleri kaynatılarak kullanılır. Lapa haline getirildikten sonra romatizma ağrılarına ve iltihaplara karşı kullanılabilir. Kurutulmuş mine çiçeği 5-10 dakika kadar demlendikten sonra süzülerek çayı içilir. Günümüzde nezle ilaçlarının pek çoğunda mine çiçeği ayrılmaz bir parça olmuştur. Gevşetici etkileri rahim kaslarını da etkilediğinden gebelik döneminde kullanılması tavsiye edilmez.

Çay : 1-3 tatlı kaşığı kurutulmuş bitki alınıp üzerine 1 bardak kaynar su dökülür. 10-15 dakika bu şekilde demlendirilerek elde edilen çay, günde üç kez birer bardak olarak içilir. Uykusuzluk durumunda yatmadan önce bir bardak alınır.


• Söğüt

Diğer İsimleri: Salix alba, Willow, Saule

Söğüt: Söğütgiller familyasından; genellikle su kenarlarında yetişen boylu veya bodur bir ağaçtır. Kışın yaprak döker. Yaprak dökmeyenleri enderdir. Meyveleri kapsül şeklindedir. Yurdumuzda 35 kadar türü vardır. Dal kabuklarının içeriğinde salisin glikozidi ve tanen vardır. Ev ilaçlarında kullanılır.

Söğütün Faydaları

İştah açar.
İshali keser.
Ateşi düşürür.
Mikropları öldürür.
Sinirleri yatıştırır.
Kanamayı dindirir.
Uykusuzluğu giderir.
Vücuda kuvvet verir.
Aybaşı kanamalarını düzenler.
Romatizma ve gut şikayetlerini azaltır.
Mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur.
Söğüt yaprağını kaynatıp içmek şehveti giderir.
Söğüt yaprağını soğuk su ile içmek kadının hamile olmasını önler.
Söğüt yaprağını dövüp bir miktar biber ile ezmek, ince bağırsak ağrısı olan kimselere iyidir.
Söğüt tohumunu sinirli yaprağı suyuyla içmek kan tükürmeği giderir. Kabuğunu ezip içmek yine kan tükürenlere iyidir.
Söğüt kabuğunu yakıp külünü sirke ile siğil üzerine yahut tavuk gözü üzerine vursalar onları giderir.sifalibitkileriniz.com
Söğüt yaprağını yahut kabuğunun usaresini gül yağı ile veya nar kabuğunda ısıtıp kulağa akıtsalar kulak ağrısını giderir.
Bir adet taze söğüt yaprağı, iki parmak ucu arasında iyice kırıp ezildikten sonra, siğilin üzerine on dakika hafif bastırılarak etki ettirilir.

Söğüt Ağacı Nasıl Kullanılır? Söğüt ağacının en sık kullanılan kısmı dal kabukları olmakla birlikte, yaprakları ve kökleri de kurutulduktan sonra suda haşlanarak kullanılır. Kurutulmuş söğüt kabuğu ya da yaprağı haşlanarak hazırlanan çayı içilebilir ya da egzama gibi cilt hastalıklarına karşı haricen kullanılır. Söğüt aynı zamanda aspirinin ana maddesidir.

1 bardak sıcak kılorsuz suya 1 tatlı kaşığı toz halinde karıştırılır. Her öğün yemekte birer bardak içilir.

Sedef Hastalığı İçin: 1  bardak kılorsuz suya 20 gr söğüt yaprağı, ağaç kabuğu veya kökü konulup 10 dakika kaynatılıp, 5 dakika dinlendirilip günde 2 veya 3 bardak içilir.


• Şerbetçiotu

Diğer İsimleri: Mayaotu, Humulus lupulus, Houblon grimpant

Şerbetçiotu: Kendirgiller familyasından; yurdumuzda da yetişen tırmanıcı gövdeli, çok yıllık bir otsu bitkidir. Gövde ince ve serttir. Yaprakları uzun saplıdır. Kullanılan kısımları dişi çiçek durumları, çiçekler üzerinde bulunan salgı tüyleri ve köküdür. Çiçeklerin terkibinde uçucu yağ, acı maddeler, reçineler, tanen gibi maddeler vardır. Belli mevsimde kısmen ölen, çok yıllık tırmanıcı bir bitkidir. 7,5 m’ye kadar uzayabilir. Kırmızımsı yeşil renkli ince ve sert gövdesi, neyi bulursa ona sarılıp uzar; ama yaz sonunda yapraklarıyla birlikte ölür. Ertesi yıl aynı kökten yeni sürgünleri çıkar. Asmanınkileri andıran yaprakları uzun saplı, 3-5 parçalı, iri, karşılıklı dizili, kenarları dişli, normal yeşil renkli ve kalp biçiminde olur. Yaz sonunda açan kozalakçığa benzeyen sarımsı yeşil renkli dişi çiçek tomurcuklan olgunlaşınca irileşir ve kâğıdımsı bürgülere dönüşür. Bitkinin erkek çiçekleri ayrı bitkide açar. Şerbetçiotu bitkisi tohumuyla, kökleri bölünerek ya da genç sürgünleri ilkbaharda sökülüp ayrı yere dikilerek çoğaltılır.

Yetiştirildiği Yerler: Vatanının Doğu Akdeniz ülkeleri olduğu tahmin edilen bitki, bira endüstrisi için Avrupa’da geniş ölçüde tarımı yapılan bitki, ülkemizde aynı amaçla Bilecik ve Bursa yörelerinde üretilmekte, ayrıca Kuzey Anadolu’da kendi kendine doğada yetişen şerbetçiotu örnekleri seyrek de olsa görülmektedir.

Toplanması-Saklanması: Eylül ve Ekim aylarında toplanan kozaklar havadar ve kuru yerlerde kurutulduktan sonra kaldırılır. Şerbetçiot pulcukları daha yoğun reçine içerdiğinden bazen sadece bu pulları yapraklarından ayrılarak elenir ve kullanılır.

Şerbetçi Otunun Faydaları

İştah açar.
Uyku verir.
Şehveti azaltır.
İdrar söktürür.
Kanı temizler.
Sinirleri yatıştırır.
Mide ağrılarını giderir.
Vücudu kuvvetlendirir.
Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar.
Romatizma ve böbrek taşlarının sebep olduğu şikayetleri giderir.
Dişi çiçekleri bira yapımında kullanılır ve biraya acımsı bir aroma ve tat verir.

Şerbetçi Otu Nasıl Kullanılır? 1 tatlı kaşığının üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek 10-15 dakika demlendirilip çay hazırlanır. Bu çaydan günde bir bardak içilir. Şerbetçiotu çayının tadı acı olduğu için lavanta çiçeği ve melisa yaprağı ile karıştırılarak kullanılabilir.

Uyarı: Uzun süre kullanımlarda Erkeklerde şehveti yok edici (anafrodizyak) etki gösterir. Bayanlarda adet düzensizliklerine neden olabilir.

 

 Hintkamışı( Eğir otu)

Eğir Otu; Eğir Kökü, Hazambel, Azakeyeri, Bataklıksüseni, Yel Otu olarak da bilinir. Genellikle durgun suların, göllerin, su birikintilerinin, akarsuların kıyılarında ve bataklıklarda yetişen bitkinin meyveleri, yeşilimsi; çiçekleri ise siyahımsı-erguvani renktedir. Çok yıllık otsu bitkinin tadı mayhoştur.

1550 yıllarında Türkiye’den Avrupa’ya tıbbi bitki olarak götürüldüğünden Avrupa’ya yayılmıştır. Anadolu’da ise Sapanca, Yeniçağa ve Beyşehir göllerinin kenarlarında yetişir.

İştah açıcı, mide ve bağırsak gazlarını giderici, idrar ve âdet söktürücü, ateş düşürücü, dişetlerini kuvvetlendirici, ağrıları dindirici ve sinirleri yatıştırıcı etkisi vardır. Sarılık ve Gut hastalığı (Nikris) tedavisinde de kullanılır.Günümüzde çocuklarda giderek daha da fazla görülmeye başlanan tahıl alerjilerinde eğir çayı faydalıdır. Ayrıca kurutulmuş eğir otu kökü yavaş yavaş çiğnenirse kişi, sigara alışkanlığından kurtulabilir.

Kullanım Şekilleri

Çay: Yarım tatlı kaşığı öğütülmüş veya ince kıyılmış eğir otu kökünü orta boy bir su bardağı dolusu soğuk suya akşamdan ekleyerek gece boyunca demlenmeye bırakılır. Sabah demlenen çay ılıklaştırılır ve süzülür. Çay, ılık içilmelidir.

Oturma Banyosu: 200 gr. ince kıyılmış eğir kökü, akşamdan 5 lt. soğuk suya eklenerek sabah, kaynama derecesine kadar ısıtılır ve demlenmesi için kısaca beklendikten sonra süzülür. Karışım, banyo suyuna eklenir.


• Devetabanı

Devetabanı (phlodentron) : Bileşikgillerden geniş yapraklı, her türlü toprakta yetişebilen bir bitkidir. Çiçekleri, yapraklarından önce açar, altın sarısı rengindedir. Hekimlikte çiçekleri ve yaprakları kullanılır. Çiçekleri Nisan'da, yaprakları ise, Haziran ve Temmuz aylarında toplanıp, kurutulur.

Faydası : İdrar söktürür. Ağrıları dindirir. Sinirleri yatıştırır ve vücuda kuvvet verir. Astım, nefes darlığı, bronşit ve soğuk algınlığında şikayetleri geçirir. Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. Nezle ve ciğer iltihabında da kullanılır. Yaraların iyileşmesinde ve çıbanların olgunlaşmasına yardımcı olur.

 

• Kedinanesi

Ballıbabagiller familyasından; kırlarda yetişen beyaz ve pempemsi çiçekli bir bitkidir. İstanbul ve İç Anadolu bölgesinde görülür. Güneşli ya da az gölgeli yerleri, süzek toprakları seven bitki, her türlü toprakta yetişmekte ve tohumlarıyla çoğalmaktadır, istenirse ilkbaharda bitki bölünerek çoğaltılabilir ve kedilerden korunarak yetiştirilir. Kedinanesi bitkisinde strenellol, geraniol ve sitral adlı maddeleri içeren uçucu yağ, acı esanslar, tanen ve C vitamini bulunur. Nane kokulu yaprakları ve körpe sürgünleri bazı yerlerde salatalara katılır. Çeşni vermesi için yaprak ve sürgünleriyle etler ovulur. Kedinanesi, bulunduğu bahçelere bal arılarını çeker.

Kedinanesinin Toplanması: kedinanesinin yaprak ve çiçekleri yaz başı ya da sonbaharın başlarında toplanır. Gölgelik yerde özenle kurutulur.

Kedinanesinin Faydaları

İdrar söktürür.
Sinirleri yatıştırır.
İktidarsızlığı giderir.
Hazmı kolaylaştırır.
Spazm çözücüdür.
Karın ağrılarını giderir.
Mide kramplarını çözer.
Akne tedavisinde etkili olur.
Bedeni rahatlatarak gevşetir.
Bağırsak solucanlarını düşürür.
Mide ve bağırsak gazlarını söktürür.
Ağrılı aybaşı kanamalarında faydalıdır.
Şakakta duyumsanan rahatsızlığa ve baş ağrılarına iyi gelir.
Antiseptik (mikrop kırıcı) etkisi bulunur.
Astım grip ve bronşitin sebep olduğu nefes darlığını geçirir.
Güçlü terletici etkisi bulunduğundan bronşit gibi hastalıklarda, ateşlilik durumlarında kullanılır ve kısa sürede beden ateşini düşürür.
Kedinanesi Nasıl Kullanılır? 2 tatlı kaşığı kurumuş bitki karışımı alınıp 1 bardak kaynar suda 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Böylece elde edilen infüzyondan günde üç kez birer bardak içilebilir.

Çıban tedavisinde kedinanesinin körpe yaprakları ve çiçekli başağı ezilip yara lapası yapılır. Bu lapa çıbanlara sürülür. Akne, baş ağrısı ve şakakta duyumsanan rahatsızlıklar için yukarıda tarifi verilen infüzyon, ovuşturularak yüze ve şakaklara uygulanır.


• Erkeçsakalı

Orjinal Adı: Flipendula ulmaria (ya da Spirea ulmaria)

Diğer Adları: Çayırmelikesi, Keçisakalı

Bilgi: Gülgiller familyasındandır. Anayurdu bilinmemekte, ülkemizde Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde rastlanmaktadır. 60-120 cm. boylanabilen, çokyıllık otsu bitki ya da ağaççıktır. Pembe kırmızı renkli ve hoş kokulu uzun kökü, toprakta derine inerken dallara bölünür, içi boş olan gövdesi boydan boya çizgili, kırmızı-yeşil renkli ve dallara ayrılan yapıdadır. Keklik üzümünün yaprakları gibi hoş koku yayan iri parçalı ve derin damarlarıyla kırışık gibi görünen koyu yeşil yapraklarının altı gri-yeşil renkli olur.

Yaz boyunca salkımlar oluşturarak açan tatlı badem kokulu minik çiçekleri krem rengi, kimi zaman da pembe ya da canlı kırmızı renktedir. Güneşli ya da kısmen gölgelik yerleri seven erkeçsakalı bitkisi nemli ve alkalik topraklara gereksinim duyar. Bitki, tohumlarıyla çoğalır, ama istenirse, sonbaharda bölünerek de üretilebilir.

Erkeçsakalı bitkisinin topraküstü bölümlerinde salisilik asit, tanen, sitrik asit ile spiraein ve gaulterin adı verilen maddeleri içeren uçucu yağ bulunur. Bitkinin yapraklan bazı yerlerde içkilere, reçel ve jölelere badem kokusu vermesi için katılır.


Tibbi Etkileri ve Kullanımı Bitkinin tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle sıralanabilir:

Sinir yatıştırıcıdır.

• Doku ve damar büzücü etkilerinden ötürü çocuklarda diyareyi kesmekte yararlı olur.

• Aspirindekine benzeyen maddeleri içerdiği için beden ateşini düşürür ve yangıları hafifletir. Bu nedenle, kas ve eklemlerdeki ağrı ile yangıları geçirmek üzere kullanılır.

• Mideyi güçlendirir. Sindirim işlemini kolaylaştıran, bedene yararlı bitkilerin başında gelir. Kusma hissini de bastırır.

• Midedeki hiperasiditeyi (aşırı asitlilik durumu) önler. Sindirim sisteminin mukozasını korur.

• Kalp yangısı, gastrit ve mide ülserleri tedavisinde yararlı olur.

Bu önemli etkileri sağlamak üzere, erkeçsakalı bitkisinin bütün topraküstü bölümleri kullanılır. Yazın çiçeklenme zamanında bitkinin yaprak, çiçek ve sapları toplanır. 40 C dereceyi aşmayan sıcaklıklarda gölge ve havadar yerde özenle kurutulur. Kurumuş bu bitki karışımından 1 -2 tatlı kaşığı alınıp 1 bardak kaynar suda 10-15 dakika demlendirilerek elde edilen infüzyondan, günde üç kez ya da gereksinin, duyuldukça içilir.


• Kişniş

Özelliklere kadınların cinsel istek ve heyecanlarını arttıran kişniş, erkeklere de olumlu etki eder, ancak erkeklerin fazla kullanımında ters tepkiye yol açar.

Kişnişin sofralarda çok çeşitli kullanım biçimleri vardır. Kişnişin yararları 3000 yıldır bilinir. Öyle ki, eski Sanskrit tabletleri, Mısır papirüsleri, Bin Bir Gece Masalları ve İncil’de de adı geçer.

 Kişnişi Kuzey Avrupa’ya getiren Romalılar, bu bitkiyi eti muhafaza etmek için kullanırlardı. Çinliler ise eski zamanlarda kişnişin insana ölümsüzlük verdiğine inanırlardı.

 Ortaçağ’da afrodizyak özelliğiyle ön plana çıkan kişniş aşk iksirlerine katılırdı.

Kişnişin her yerinde keskin bir koku vardır, bir Peru kabilesi bu kokuyu o kadar çok sever ki, yapraklarından parfüm yapar.

 Kişnişin günümüzde Orta Avrupa, Hollanda, Romanya, Rusya, Hindistan, Doğu Asya, Japonya, Kuzey ve Güney Amerika, Mısır ve özellikle Marokka'da tarımı yapılmaktadır.

 Nelere faydası vardır?

- Cinsel gücü arttırır ve cinsel arzuyu kamçılar
- Sinirleri yatıştırır
- İştah açıcı etkisi vardır
- Gaz söktürücüdür
- Tansiyonu düşürür
- Baş dönmesini giderir

 

Nasıl kullanılır?

Tohumu: Domates turşusu, sosis, köriler ve elmalı çöreklerde kullanılır. Ezilmemiş tohumu çorba ve sebze yemeklerine katılır. Suda kaynatılarak çayı yapılır. Tohumu ayrıca güzel kokusu sayesinde potbori tabaklarında kullanılabilir.

Yaprağı: Körpe alt yaprakları güveç, salata ve soslara eklenir.

Gövdesi: Fasulye ve çorbalarla birlikte pişirilir

Kökü: Taze kökü sebze gibi pişirilip yenilir

Tozu: Toz halindeki kişniş bal veya şekerle karıştırılarak kullanılır

 

• Patlıcan

Uzmanlar, patlıcanın, A vitamini, fosfor ve kendine has bazı esanslara sahip olduğunu, bunlarla sinirleri teskin ettiğini ve kalp çarpıntısını giderdiğini vurguluyor. Patlıcanın pankreas, karaciğer ve böbrekleri kuvvetlendirdiğini, bol idrar söktürdüğünü, vücuttaki fazla suyu dışarı boşalttığını ve kilo verdirdiğini kaydeden uzmanlar, şeker hastalarının, patlıcan salatasından çok fayda gördüğünü, kansızlığa iyi geldiğini, kanı arttırdığını ve kalbe sükunet verdiğini ifade ediyor. Uzmanlara göre, patlıcan, en sağlıklı olarak kül veya ocakta pişirilip kabukları soyulmalı ve ince kıyılmalı.
BESİN DEĞERLERİ

100 gr. taze patlıcanın içerdiği önemli besin değerleri şunlardır: 24 kalori; 1,1 gr. protein; 5,5 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 2 gr. yağ; l gr. lif; 37 mgr. fosfor; 15 mgr. kalsiyum; l mgr. demir: l mgr. sodyum; 15 mgr. potasyum: 30 IU A vitamini; 0,05 mgr. B1 vitamini; 0,04 mgr. B2 vitamini; 0,05 mgr. B3 vitamini; 0,081 mgr. B6 vitamini ve 5 mgr. C vitamini.

SAĞLIĞIMIZA YARARLARI

Yukarıda sayılan besin değerlerinin yanı sıra;

 Patlıcan, damarları yüksek kolesterolün yarattığı kötü etkilerden korur.

 Patlıcan yedirilen hayvanlarda, özellikle mide kanserine çok seyrek rastlandığı gözlenmiştir: insanlarda da aynı etkiyi yapıp yapmadığı araştırılmaktadır.

 Patlıcan, istemsiz kas kasılmalarını önleyen maddeler içermektedir.

 Patlıcan, içerdiği yüksek orandaki lifiyle pekliğe (hazımsızlığa) iyi gelir.

Sağlığımıza yararlı bu etkilerinden faydalanmak için patlıcan diyetimize katılmalı ve tüketilmelidir.

Dikkat: Olgunlaşmamış patlıcanda solanin adlı bir madde bulunur. Böyle patlıcanları çiğ olarak yemek, bu madde nedeniyle zehirlenmelere yol açabilir. Ancak patlıcan pişirildiğinde bu madde parçalanarak yok olur. Ayrıca, güç sindirilen bir besin olduğundan çocuklara, patlıcan yemesi için ısrar edilmemelidir.


• Raziyane ( Rezene)

Bir fincan suda kaynatılan bir tutam rezene tohumu, çay kaşığıyla bebeğe birer yudum içirilince, operasyon tamamlanıyor. Almanya'da ilaç olarak kullanımı onaylanmış bir bitki olan rezene, potasyum ve sodyum açısından çok zengin. Vücut sıvılarının dengelenmesindeki etkisi de bu sodyum- potasyum beraberliğinden kaynaklanıyor. Hazmı kolaylaştırıcı olmanın ötesinde açlığı giderici bir etki de yaratan rezene, mide guruldamalarının en doğal çaresi olarak öneriliyor. Rezene sadece bedenin değil ruhun da beslenmesine yardımcı oluyor. Teskin edici etkisiyle, sinirleri yatıştırıp, mutlu kılıyor
Aşırı dozda alınmaması gerekir.

Nelere faydası vardır?
- Cinsel gücü ve isteği arttırır
- Gözlere iyi gelir
- Mideyi rahatlatır
- Gaz söktürücü özelliği vardır
- Hazmı kolaylaştırır
- Açlık hissini yatıştırır
- Teskin edici etkisiyle, sinirleri yatıştırır ve mutluluk hissi verir
- Özellikle bebek ve çocuklarda mide-bağırsak sistemindeki krampları hafifletir


Nasıl kullanılır?
Tohumu: Soslar, balık yemekleri ve ekmek yapımında kullanılabilir. Ayrıca yeni sürgünleri kışın salatalara eklenir. Tohumu çiğnenirse nefesi ferahlatır ve soluğun kokusunu temizler.

Yaprağı: Salata ve sebze yemeklerinin üzerine doğranır. Çorba ve yağlı balık yemeklerine katılır. Yaprakları kaynatılarak çay olarak içilir

Gövdesi: Körpe gövdesinden salata yapılır

Soğanı: Çiğ olarak dilimlenip sandviç veya salatalara eklenir. Ayrıca kök sebzesi olarak pişirilebilir.

Güzellik için: Tohum ve yaprağı kaynatılıp buharı yüze uygulanırsa gözeneklerin açılmasını sağlar ve cildi derinlemesine temizler

• Papatya

Papatya çayının sinirleri yatıştırıp, gerginliği azaltıcı bir etkisivar.
Ateşi düşürür. Spazm çözer. Sinirleri yatıştırır. Bel ve baş ağrılarını giderir. Papatya hafif katı şişleri yumuşatır. Göğüs içinde olan perdeleri yumuşatmada ve imtiladan olan ağrıları gidermede büyük faydası ardır. Doğurmağı kolaylaştırır. Böbrek taşlarını kırar. Şişleri indirir. Ciğeri şişmekten ve soğuktan olan ağrı ve ağrıları giderir. Menekşe renginde olan papatyanın 3,5 gramını içseler; kovukda olan taşı kuvvetle çıkarır.

Papatya çiğnendiğinde, ağız içinde ve dil üzerinde olan ufak kabarcıkları giderir. Papatyanın buharı nezle soğuğuna uygundur. Yalnız papatya suyu ile gözü yıkasalar; ağrısını dindirir. Sulu uyuza yakı etseler giderir. Papatya haşlanarak suyu çay gibi içilirse mideyi düzeltir. Bağırsaklardaki gazları ve inkibazı izale eder. Vücudu terleterek zehirlerin dışarıya atılmasını sağlar. Sıcak papatya suyu ile yapılan gargaralar diş etlerinde, boğaz ve bademciklerde meydana gelen iltihaplara gayet iyi gelir.

Romatizmalı olanlar papatya suyu ile, ağrıyan yerlerine friksiyon yaparlarsa rahatlaşırlar. Ayrıca saçları sarartmak içinde kullanılır.

Papatyanın, küçük çocuklar için bile her derde deva olduğunu söyleyecek olursak, herhalde abartmış olmayız. Her türlü rahatsızlıkta çocuklara papatya çayı içirilebilir. Özellikle, kramplarda ve karın ağrılarında ! Papatya çiçeği, gaz birikiminde, ishalde, deri döküntülerinde, mide rahatsızlıklarında ve balgamlanmalarda yardım eder. Ayrıca, adet görme aksaklıklarında, adet görememe hallerinde ve daha başka nitelikteki, dölyatağı (rahim) şikayetlerinde, uykusuzluk, testis iltihabı, yüksek ateş, yara ve diş ağrılarında yardımcı olur. Papatya, terletici, sakinleştirici ve kramp çözücü etkilere sahip olmasının yanı sıra, her tür iltihaplanmalarda ve özellikle mukoza iltihaplarında dezenfeksiyon ve iltihap kurutucu olarak kullanılır. Göz ve gözkapağı iltihaplarında, kaşıntılı ve akıntılı deri döküntülerinde dıştan kompres ve yıkama olarak, diş ağrısında gargara olarak ve ayrıca yaraların yıkanmasında kullanılır. Bir olay yüzünden kızgınlığa kapıldığınızda veya sinirlendiğinizde, hemen bir bardak papatya çayı içiniz; kalbiniz zarar görmeden, hemen sakinleşeceksiniz. Ağrılı bölgelere, kurutulmuş papatya ile doldurulmuş sıcak yastıklar koymak (Bitki Yastığı) da özellikle önerilir. Yatıştırıcı etki içeren papatya banyoları ve yıkanmaları da tüm sinir sistemini en iyi biçimde etkiler. Ağır hastalıklardan, bitkinlik hallerinden sonra kendinizi çok iyi hissetmeye başlayacak ve rahatlayacaksınız. Yüz ve cilt güzelliği bakımında da papatyayı unutmamalısınız. Kaynatılmış bitki suyu ile haftada bir kere yüzünüzü yıkayacak olursanız, cildinizin nasıl tazelendiğini ve sağlıklı bir renk kazandığını göreceksiniz. Saç bakımında da, özellikle saçları açık renk olanlar, kaynatılmış papatya suyu kullanmalıdırlar. Böyle yıkanacak olurlarsa, saçlarınız güzelleşecek ve göz okşayıcı parlaklık kazanacaktır. Papatya merhemi, basura karşı kullanılabilir. Bu merhem, ayrıca yaraların tedavisinde de kullanılır. Papatya buğusu kullanarak, nezle ve sinüzit kısa sürede iyileştirilebilir. Bu tür bir tedaviden sonra, doğal olarak, hemen soğuk havaya çıkmamak gerekir. Antik çağda bile, sinir ağrıları ve romatizma, papatya yağı ile masaj yapılarak tedavi ediliyordu. Eski bitki kitaplarında yazdığına göre, papatya yağı, organların yorgunluğunu alır ve kaynatılmış bitki lapası hasta mesanenin üstüne uygulandığında, ağrıları hafifletir.

Kullanım Biçimleri:

Çay hazırlamak: Yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu çiçek, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır (Kaynatılmaz), 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür.

Banyo katkısı: Tam banyo için dört avuç dolusu, yüz veya saç yıkamak için bir avuç dolusu papatya çayı haşlanır, 10 dakika demlendikten sonra banyo suyuna eklenir.

Kompresler: Bir bardak kaynar süt, bir yemek kaşığı dolusu çiçeğin üstüne dökülür, demlenmesi için 8-10 dakika beklenir ve posası süzüldükten sonra sıcak sütle kompresler yapılır.

Bitki yastığı: Keten bezinden yapılmış bir yastık, kurutulmuş çiçeklerle doldurulur ve ağzı dikilir. Kuru bir tavda iyice ısıtılır ve hasta organın üstüne koyulur.

Papatya yağı: Güneşli havada toplanmış çiçekler, bir şişenin içine gevşekçe doldurulur ve üstüne sızma zeytinyağı, çiçekleri örtecek kadar eklenir. Şişe 14 gün boyunca, arada bir çalkalanarak ve kapağı açılarak, güneşte bekletilir. süre sonunda tülbentten süzülür ve koyu renkli şişelerde, serin bir yerde saklanır.

Papatya merhemi: 250g içyağı ( veya margarin ) tavada iyice kızdırılır ve iki avuç dolusu taze çiçek içine eklenir. Tavadakiler köpüklenmeye başlayınca karıştırılır, ağzı kapanarak serin bir yere bırakılır. Ertesi gün yeniden ısıtılır, tülbentten geçirilerek süzülür ve cam veya porselen merhem kaplarına aktarılır. Buzdolabında saklanmalıdır.

Papatya Buğusu: İçinde su kaynayan bir kabın üstüne yerleştirilen süzgecin içine, taze veya kurutulmuş bitkiler konduktan sonra, süzgecin üstü kapanır. Bir süre sonra , yumuşamış olan bu sıcak bitkiler çıkan buhar genize çekilir.

 



• Kimyon

Kimyonun faydaları : Karındaki solucanları öldürür, yelleri dağıtır, yemeği hazm etmenize yardımcı olur. Şişkinliği ve gazı giderir. Vücudu kızdırır, sinirleri uyarır, sidiği idrar eder. Anne sütünü arttırır. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Yüksek tansiyonu düşürür. Kimyon geğirtir ve daha ziyade sade olan ise hazm ettirir.

Özellikle, yaşlılara ve balgamlılara hazm bakımından çok yarar. Kimyonu sirkeyle karıştırıp koklasalar burundan akan kanı dindirir. Sirkeyle ezip kepeğe, uyuza sürseler, iyi gelir. Zeytin ve bakla unutyla şişlere yakı etseler faydalıdır. Kimyon, incir ve meyan kökü üçü bir arada kaynatılıp suyu içilirse; öksürüğü giderir. Göğsü temizler. Kimyonu sirkede ve suda kaynatıp içmek; nefes darlığını giderir.

Kimyon; sinirsel baş dönmesini keser, sinirleri yatıştırır. Romatizma ve şişmanlıkta faydalıdır. Kimyonu sirke ile karıştırıp yemek, nefes darlığına faydalıdır. Yenilecek mitar 7 gram miktardır. Fazlası yüzü sarartır ve yüreğe zarar eder. Normal miktarı bağırsakları açar, meniyi artırır.

UYARILAR : Hamileler almamalıdır. Emzikli kadınlar, ay halinin öncesinde kimyon kullanmamalıdır, fazla kan kaybıyla karşılaşabilirler. Midesinden şikayeti olanlar az almalıdırlar. Midede sıkıntı ya da hazımsızlık yapıyorsa, büsbütün kesilmelidir


• Kestane

 

Kabuklarının suda kaynatılması ile hazırlanan ilaç; ateş düşürür ve sinirleri yatıştırır. Meyvesi; kasları kuvvetlendirir, kan dolaşımını düzenler. Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Varis ve basur memelerinin meydana gelmesini önler. Karaciğer yorguluğu ve şişliğini geçirir. Kansızlığı giderir. Mideyi kuvvetlendirir,damar sertliği ve yüksek tansiyondan şikayet edenlerle, şeker hastaları kestane yememelidir.

 

• Kavun

Sinirleri yatıştırır, kanı temizler, uyku getirir .

Yaz mevsiminin sevilen meyvelerinden kavun, B vitamini, brom ve iyot içeriyor, sinirleri yatıştırıyor, kanı temizliyor ve kolay bir uyku sağlıyor.


• Tere

İştah açar, hazmı kolaylaştırır. Bronşları temizler. Solucanları öldürür ve şişmiş dalağın şişini indirir. Bevli idrar eder.Cinsel arzuları artırır. Sinirleri yatıştırır. Sigaranın zararlarını azaltır. Kansızlığı giderir ve kanı temizler. Ayrıca karaciğer hastalıklarında da faydalıdır. Bronşları temizler, öksürük söktürür, vücudun hastalıklara karşı direncini artırır.

Tere otunun tohumu, insan vücudunda olan uyuzu, cüzzamı ve tuzlu balgamı giderir. Tere otunun tohumunu suda kaynatıp başa dömek saç dökülmesini ve kepeklenmeyi önler.
 


• Marul

Bileşikgiller ailesinden bir veya çok yıllık bir bitkidir. Tohumları, cinsine göre esmer veya

siyahtır. Ilık iklimi sever. İlkbahar ve Sonbahar aylarında ekilir. Yurdumuzda bir çok çeşidi mevcuttur. Kara marul, acı marul ve yedikule marulu en meşhur olanlardandır.

Marulun faydaları : Sinirleri yatıştırır, uykusuzluğu giderir. Sinirsel kalb çarpıntılarını keser. Erkeklerde aşırı cinsel istekleri keser. Kabızlığı giderir, bağırsakları çalıştırır. Basur memelerinde faydalıdır. Kandaki şeker miktarını düşürür ve kanı temizler. Hazmı kolaylaştırır. Nekahat devresinin çabuk atlatılmasına yardımcı our. Bol idrar söktürür. Romatizma ve Nikris'de faydalıdır. Göğsü yumuşatır. Karaciğer ve dalak şişiklerini indirir. Böbrek iltihablarında iyidir. Aybaşı halinin ağrısız ve muntazam olmasını sağlar. Suyu, ergenlik sivilcelerini giderir. Yüze tazelik ve güzellik verir. Lapası; kan çıbanı, abse ve yanıklarda faydalıdır. Sert öksürükleri keser, Anne sütünü arttırır.

 

. İt Üzümü

Diğer İsimleri: Tilki üzümü, Köpek üzümü, Solanum nigrum

İtüzümü: Patlıcangillerden; ormanlarda yetişen bir bitkidir. Çiçekleri beyaz, meyveleri parlak siyahtır. Meyvesi, yaprakları ve çiçekleri kullanılır.Ev ilaçlarında çok dikkatli kullanılması gerekir.

İt Üzümünün Faydaları

İdrar söktürücüdür.
Uykusuzluğa iyi gelir.
Mesane spazmlarını geçirir.
Yaralara lapa halinde uygulanır.
Romatizma ve mafsal ağrılarını keser.
Aybaşı düzensizliğini ve rahim hastalıklarını giderir.
Göğsü yumuşatır ve öksürüğü kesmeye yardımcı olur.
Hafif uyuşturucu etkileri ile yatıştırıcı ve ağrı kesicidir.
İtüzümü Nasıl Kullanılır? Çiçekleri ve yaprakları kurutulduktan sonra sıcak suda demlenerek kullanılır. Taze yaprakları ezilerek yaraların ve basurun üzerine ağrıyı kesmesi ve iltihapları önlemesi için konabilir.

Çay: Taze usaresinden günde 30 gr. içilir. Yada 10 gr. bitki 1 litre suda kaynatılarak günde 2 – 3 kahve fincanı içilir.

Uyarı: Fazla alındığı zaman öldürücü bir zehir olan atropin maddesi içerir. Kusma, ishal, halsizlik belirtileri gösterir. Yüksek dozlarda zehirleyebileceği için bir uzman kontrolü dışında kullanılmamalıdır.

 

Etiketler: Sinir yatıştırıcı, sakinleştirici, stres, depresyon, asabiyet, maranki, Saraçoğlu, doğadan derman, bitkisel ürünler, bitkisel tedavi, bursa, passifica,